Beynimizdeki hücrelerin (nöronların), aralarında bağ kurmasıyla beyin gelişmektedir. Nöroplastisite ise beyin hücrelerinin bağ kurmasını sağlayan sistemin adıdır. Bebeklikten itibaren deneyimlediğimiz, öğrendiğimiz her şey nöroplastisite sayesinde beynimizde yer edinmiştir. Özellikle 0-3 yaş dönemi nöroplastisitenin en hızlı olduğu dönemdir. Bu dönem aynı zamanda kişilik yapısının da şekillenmeye başladığı dönemdir; dolayısıyla nöroplastisite sayesinde 0-3 yaş dönemindeki yaşantılarımız kişiliğimizin büyük bir kısmını oluşturmaktadır.
Nöroplastisite öğrenme ile doğrudan ilişkili bir kavramdır. Öğrenme gerçekleştiğinde beynin fizyolojik yapısı da nöroplastisite sayesinde değişmektedir ve öğrenme kalıcı hale gelmektedir. Eğer öğrenilen bir bilgi uzun süre kullanılmazsa nöroplastisite sonucu kurulan bağ yavaş yavaş kopmaya başlar, bu duruma halk arasında unutma bilimsel olarak da sinaptik budanma denmektedir.
Peki tüm bunların terapi ile ilgisi ne?
Terapi bir çok kişi tarafından “sadece konuşmak” olarak görülse de aslında arka planda hedeflediği şey nöroplastisitenin sağlıklı yollardan sağlanmasıdır. Evet, sadece konuşarak beynimizin fizyolojik yapısını değiştirebilmekteyiz. Terapide geçmişten bugüne yaşantılanan ve beynimizde yer edinen olayların, yanlış baş etme stratejilerimizin üzerine konuşarak her zaman gidilen ve öğrenilen hatalı nöral yolların, beyin yapısından budanmasını sağlar ve nöroplastisite sayesinde sağlıklı nöral yolları oluşturmuş oluruz.
Terapi neden uzun sürer?
Terapinin süresi kişinin öyküsüne ve terapistin ekolüne göre değişiklik göstermektedir. Uzun sürmesinin başlıca nedeni ise nöroplastisitenin yavaş gerçekleşmesidir. Öğrenilen bir bilginin iyice hafızaya kazınabilmesi gibi nöroplastisite sayesinde oluşan yeni bağların da sürekli kullanılarak sağlamlaşması gerekmektedir. Kişinin eski bağlardan kurtulup yeni bağlar kurabilmesi de yine kendi motivasyonu ve farkındalığı ile ilgilidir.
Comments